Sunday, May 15, 2011

her gece hayatimi kokunden degistirmek icin planlar yapiyorum. bir de uygulasam cok iyi olacak!

surekli kendimi ya odullendiriyorum, ya cezalandiriyorum. boyle bir donguye girdim. zevk icin yiyorum (aslinda cok zevk alarak degil, oyle olsa kilo almam mesela) sonra buna kizip bir sekilde kendimi cezamandiriyorum. mesela koltuga iliserek oturuyorum. suclu suclu, rahat etmeden. kanepede uyuyorum. cok calisiyorum, sonra gelip surekli bir seyler izliyorum. aslinda evde acilen yapilmasi gerekenler var. dengem yok.

hayatim hakkinda cok salagim aslinda onun farkindayim. mesela en gerekli sey gunes gormemken, hem cok gec yatiyorum, hem de sabah saatlerce hazirlaniyorum disari cikmadan. oysa ne gerek var. bi gunes al, sonra vitrinini hazirla.

hayat boyle olmamali. daha gercek seylerin uzerine kurulmali hayat. buna kiziyorum aslinda. kimse hobi olsun diye sevdigi herkesi arkada birakip baska bir yere gitmiyor. ben manyak miyim? sanirim kendime surekli kiziyorum, icimden gelenin, dogru olanin dahasi, baska bir sey oldugunu bildigim halde hala burda olmama kiziyorum. onun icin cezalandiyorum kendimi. kendimi kendimden nefret ettirmek icin kilo almak gibi yollar ariyorum.

dusundum, hayatta gercekten istediklerimi yapmiyorum. bu da bu zevk-ceza olayina ekliyor. yurumek istiyorum aslinda. uzun uzun ve amacsiz. sadece dusunerek, duyarak, izleyerek yurumek. oysa haftasonlari alisverisle falan geciyor arkadaslar olunca. al, daha cok al. almanin kendisi kotu degil, tuketim vs. bunlar degil mesele. mesele benim istedigimin gercekte bu olmamasi. ve de bu konuda hicbir sey yapmamam.

yurumeyi istiyorum da... bahanem var biraz da. ya bu sehir hic mi isinmaz, hic mi kurumaz. insaf! mayis oldu artik. ise giderken ve gelirken yurunebiliyor. o da bilmiyorum bu yagmurla ne kadar mumkun olacak pazartesi. neyse, giderken stres oluyor. ne kadar erken kalkarsan kalk yeterince erken degil. donerken yarim saat yuruyorum, tamam. hepsi o.

gece yuruyemezsin, tirsarsin tek basina. yuruyen bir arkadasim da yok o anlamda. yuruncek pek yer de yok. burasi guzel sulak guya. ama limandan dolayi pek bir sayfiye yeri yok su kenarinda. her yer izbe, cunku baska yuruyen yok. ve de her taraf akil hastasi dolu. bu kadar akil hastasinin oldugu yerde, sokakta olan bir cok seye normal gozuyle bakiyorsun. basima bir sey gelse kimsenin haberi olmaz.

nerden nereye... evet bir kac planim var dogrusu. bunlardan biri tutsa, ah biri tutsa!

No comments: